Gençliğimizde, kaşlar göz çukurunun üst kısmından başlayarak yukarı doğru konumlanır. Böylece düşük göz kapağı görüntüsünü optik bir illüzyon ile engeller. Kaşın dış kısmı, kuyruğu hafifçe yukarı doğru eğimli olduğundan iç kısımdan daha yüksektedir.
Yaşlanma ile birlikte, cilt elastikiyetini kaybeder, yerçekimi ve tekrarlayan periorbital kas kasılmaları gibi faktörler nedeniyle de, kaçınılmaz olarak kaşların sarkmasına neden olur. Zamanla düz, sarkık bir görünüm oluşur. Bunun yanı sıra, üst göz kapağındaki hacim kaybı da kaşlara destek kaybına neden olur, ve kaşları olduğundan daha düşük gösterebilir.
Kaş kaldırma, doğal ve genç bir genç görünüm elde etmek için alnın ve kaşların yeniden konumlandırılmasına yardımcı olur ve kaş asimetrisini düzeltebilir. Eğer hasta cerrahiye karşı ise, cerrahi olmayan kombine bir yaklaşım da çok iyi sonuçlar verebilir. Günümüzde, kaşları kaldırmak için dermal dolgu maddeleri, Botoks ve ip gibi birden fazla seçenek vardır. Aynı zamanda, hepsi bir arada da kullanılabilir.
İple Kaş Kaldırma Nedir?
Minimal ve cerrahi olmayan bir işlem olan İple Kaş Kaldırma lokal anestezi altında yapılır. Yaklaşık 30 dakika sürer, minimum rahatsızlık içerir ve iyileşme süresi genellikle beş ila 14 gündür. Bununla birlikte, potansiyel kanama riski nedeniyle, hastalara tedaviden birkaç gün sonra özel bir şey planlamamalarını öneriyoruz. Etkisi, ortalama olarak 12 aya kadar devam eder.
Kimlere Uygulanabilir/Uygulanmamalıdır?
Tüm estetik prosedürlerde olduğu gibi, İple Kaş Kaldırma işlemi için de hastanın uygunluğunu değerlendirmek oldukça önemlidir. Hastanın tıbbi, kozmetik ve estetik geçmişini bilmek zorunludur. İltihaplı bir cilt / dokusu, keloid skarlaşma öyküsü, otoimmün hastalıklar, hemofili, gebelik, bakteriyel bir enfeksiyon öyküsü olan hastalar bu işlem için uygun adaylar değillerdir.
İşlemi yapmadan önce; cilt kalitesini, kaşların varsa asimetrisini, doku gevşekliğini ve kas aktivitesini değerlendirmek önemlidir. Hasta dik oturtularak, işlem sonrasında nasıl bir değişiklik olacağını ayna karşısında görebilmeleri ve karar verebilmelerinin sağlanması, hastanın beklentilerinin de şekillendirilmesi açısından önemlidir.